Aşağıdaki konuşmayı bu kulaklar duydu. Konuşma telefon ile yapılıyor. Ben karşı tarafın ne dediğini duymuyorum ancak aradaki boşluklarda karşı tarafın ne dediğini anlamak da zor olmasa gerek.
Konu KİT’lere atanan Yönetim Kurulu Üyeliği ile ilgili. Bir KİT’te sorun vardır, siz de o sorunun giderilmesi için birine kişiye “Yahu gel de şuradaki sorunu gider, bu işten anyan sen varsın, seni oraya Yönetim Kurulu Üyesi olarak atayalım” denir değil mi?” Ahan da o KİT’lere yönetim kurulu üyesi bööle atanıyor…
– Boş kadro yok ya.
– …
– İnan ki yok. Hepsi dolu.
– …
– Kendin için mi istiyorsun?
– …
– Senin ihtiyacın yok diyordum ben de… Kim için istiyorsun?
– …
– Sen söyle kim için istiyorsun. Bakalım daha önce bir girişimi olmuş mu?
– …
– Ha. … tamam o daha önceden bir girişimi olmuştu.
– …
– Bir yolu var aslında. Bakan bunu yap diyecek biz yapacağız.
– …
– Yaw, boş yer yoksa yaratırız. Yeter ki Bakan şunu yap desin.
– …
– Olur tabi. Yalnız şimdi aratmayın, Bakan hasta biliyorsun.
– …
– Ha. Aklıma gelmişken, Kendi bakanına aratırsan, bizim bakan da ondan bir şey isteyecek haberin olsun.
– …
– YDK için birini önerecekti.
– …
– Kim olduğunu söylemem.
– …
– Bilmiyorum gerçekten. Ama kulağıma çalındıydı. Öyle birisi için bir istekte bulunacağı.
– …
– Siz Yönetim Kurulu Üyeliği isteyin, biz Denetim Kurulu Üyeliği veririz.
– …
– Hayır, hayır, siz direkt olarak Yönetim kurulu Üyeliği isteyin de, biz orası olmazsa Denetim Kurulu Üyeliği veririz.
– …
Yukarıdaki konuşmalar 19.10.2005 tarihinde saat 16:30’da benim bulunduğum bir esnada gerçekleşmiştir. O gün Ramazan ayının 15. gününe denk gelmektedir.
Not: Yazılar arşivimde tuttuğum notlardan alınmıştır. Son paragrafı da o notlara eklemişim. Ramazan ayının içinde şahit olduğum bu konuşma öncesinde başka bir kurumda yaşadığım olayın da etkisiyle o tarihte görev yapan tüm Bakanlara bir mektup yazmıştım. Zamanı geldiğinde o mektubu da yayınlacağım.